31 Temmuz 2015 Cuma

Aslı Bekiroğlunun Dizi macerası



Kendi kendine vine çekerek sempatikliği ve tatlılığıyla ve tabiki oyuncu özelliğiyle en çok izlenen kız vineci olmayı başaran Aslı Bekiroğluyla ilgili bir yazı yazmıştım. Her geçen gün artan okuyucu kitlesi beni Aalı Bekiroğlunun şu an ki dizi macerasını yazmama teşfik etti. İlk yazımda neden vineci oldu, nasıl bu kadar meşhur oldu gibi sorularla karşı karşıya bıraktığımız Aslı Bekiroğlu için şimdi de kariyerinin yükselişi olarak gördüğümüz Adı Mutluluk dizisindeki macerasını sizinle paylaşmaya çalışacağız.


Adı mutluluk dizisinde başrollerinden biri olan Aslı bekiroğlunun boyu 1.62 kilosu bilinmemekte ve 1995 doğumlu genç oyuncu İstanbul'da üniversite eğitimine de devam etmektedir. Dizinin izlenmesindeki payının büyük olduğu bilinen genç oyuncu ilk deneyimi olmasına karşın tutkulu ve büyük bir beceriyle yerine getirmeyi başarıyor. Bu gidişle daha birçok dizide karşımıza çıkması beklenen oyuncu Adı mutluluk dizisinde kariyer başlangıcını yapmış bulunuyor. Aslı bekiroğlunu sosyal medyada Facebook, Twitter ve instagram ile birlikte Vine da takip edebilirsiniz. Oyuncu olmasına karşı meşhur olmasını sağlayan vine çekme işini de ihmal etmiyor :)
Aslı Bekiroğlu

Devamını Oku

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Kötü Çocuk 2'nin Hikayesi

Kötü Çocuk 1 ve Kötü Çocuk 2 


Kitaplarla aram son derece iyidir. Üniversiteyi bitirdikten sonra kariyer açısından bir kitabevinde satış danışmanlığı yapmaya karar verdim. Kitapların içinde çalışmak son derece keyif verici. Fakat insanın ilgisini bir şeyler çekiyor. Benim ilgimi de hergün 15 20 kişinin (yaş ortalaması 13-14) bu kitabı sorması ve olmadığını duyunca çok üzülmesi. Bahsettiğim kitap kötü çocuk ve kötü çocuk 2 kitapları. Bu kadar gencin merakla beklediği kötü çocuk 2 kitabının hikayesini merak ettim ve biraz araştırmaya karar verdim. Müşteriler ile ilgilendiğim zamanlar haricinde mağaza müsait oldukça kötü çocuk 2 hakkında bi şeyler öğrenmeye başladım.


--------------------------------------------------------------------------------

Merhaba arkadaşlar. Şimdi size bir web sitesinden bahsedeceğim. Bir site düşününki bildiğiniz tüm sitelerden hocalardan farklı bir ingilizce öğretme yöntemine sahip. Sıralı ingilizce öğrenmek için birebir. İngilizceye dair ne ararsanız bulabileceğiniz bu siteye girmek için BURAYA TIKLAYIN



-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------





Kötü çocuk 1 ve Kötü Çocuk 2


 Buna öncelikle kitabın yazarı olan Büşra Küçük'le başladım. 1994 ocak doğumlu olan büşra küçük Kocaeli üniversitesinde eğitim görmeye devam etmektedir.  Kitabını wattpat adlı program sayesinde okuyucularına duyurmayı başarmış ve kapak fotoğrafına yakışıklı bir gencin fotoğrafını koymuş. Forumlarda okuduğuma göre bu kapak fotoğrafı için genç yurt dışından gelmiş. Kitabın ilgi odağı olmasının en büyük etkeni de bu zaten. Kitabın birincisi cok tutmuş ve en çok satanlarda Kötü çocuk yerini almış. Fakat Kötü çocuk 2 ne zaman çıkacak diye soranlar epey fazla olunca ilgimi de çekti. Kitap geçen hafta mağazaya ulaştı ve bir günde 86 tane sattı. Diğer gün 100 kitap siparişi daha verildi. Kitabı henüz okumadım fakat konusu iyi kız Kötü çocuk gibi klasik bir senaryo olduğunu düşünüyorum. Neden böyle düşünüyorsun diye soracak olursanız yapılan yorumlardan bunu çıkarttım. Bu tarz kitaplar beni mutlu etmiyor değil. Neden diye soracak olursanız yerli yazarlara yada yazar olmak isteyen genç adayları teşfik etmek için güncel bir örnek sebebi. Kötü çocuk 1 ve Kötü çocuk 2 kitaplarının fiyatları 25 TL olması ayrı bir tartışma konusu olmasına rağmen yazar Büşra Küçük kendine güvenmiş ve ilk kitabını ve ikinci kitabını da yüksek fiyatla satışa sunmuştur. Kötü çocuk bu haftayı 2. Sırada Azra Kohenin Pi kitabının ardında tamamlamıştır. 3. Kitabını yakında basılma aşamasına girmesi bekleniyor ve şimdiden ilgi yoğun. Hayatında başarılar Büşra Küçük.
Kötü çocuk 1, Kötü çocuk 2


Konuşan adamlar ekibi.
Devamını Oku

14 Haziran 2015 Pazar

YENİLGİ NEDİR ?

Yenilgi nedir ?

Tesadüflere ne kadar inanırsınız ? Hayatın gizli bir dili sizce var mıdır ? Eğer varsa bunu okuyabiliyor musunuz acaba?

Ben tesadüflere inanmam. Hayattaki her olayın, aklımın kavrayamadığı kadar karmaşık bir biçimde kurgulandığını ve bir noktada hepsinin birbirini etkilediğine inanıyorum. Bütün bağlantıları bulup, işte size kanıtı diye sunamasam da çoğu zaman bu bağlantıların varlığını hep hissettim, ucundan yakaladım diyebilirim.

İşte bunlardan en önemlisi de okuduğum kitaplar diye düşünüyorum. Bazılarınız algıda seçicilik diyebilir, istediğinizi söylemekte özgürsünüz elbette ama bence Tanır, hayat, doğa, her ne ise, işte o benimle en çok kitaplarla konuşuyor. Rastgele girdiğiniz kitapçıda onlarca kitaba bakarsınız, kimini arkadaşınız önermiştir, kimisi beğendiğiniz bir yazarın yeni kitabıdır, bazısını da ilk kez görürsünüz gözünüz takılır. En nihayetinde bir ya da birkaç tane kitabı seçer çıkarsınız. Hangi kitabı seçeceğinizin olasılığı, oradaki kitap sayısı bilindiğinde matematiksel olarak hesaplanabilir elbette ama ne kadar düşüktür siz düşünün. Tabi geçmişte okudğunuz kitaplar, önde duranları alma olasılığınız daha çok olması gibi bir takım bilgileri bilerek daha sağlıklı bir olasılık hesabı yapılabilir. Neyse bunca detaya girmeye gerek yok. Vermek istediğim mesaj, onca kitap arasından seçip çıktığınız kitap, o anda cevabını aradığınız bir soruya cevap oluyorsa, kendi kendinize düşündüğünüz bir şeyi size, içinizden okuma fırsatını veriyor ve bir başkasının da sizinle aynı düşünceleri paylaştığını bilmenizi sağlıyorsa, almak üzere olduğunuz kararlara yön verebilecek kadar sizi etkiliyorsa öyleyse bütün bunlar tesadüf olamaz. Hele de benim gibi tesadüflerin varlığına inanmayan biriyseniz.

İşte bu akşam son zamanlarda okuduğum bu kitaplardan toparladığım mesajları yazmak istedim.
Belki de kendime hatırlatmak istedim.

1. Gerçek sevgiyi bulabilmiş ve anlayabilmiş nadir insanlardan biriyim. Zaman zaman çevre koşullarının beni etkilemesine engel olamasamda aslında çok seviyorum ve sevildiğimi biliyor, bunun için kendimi şanslı hissediyorum. Bunun her farkına vardığımda daha da mutlu hissediyorum kendimi. (Oruç Aruoba’nın son dönemde ardı ardına okuduğum yaklaşık 6 kitabı)

2. Bazen yapmak istediğimiz şeyler vardır. Çok istesek bile bir türlü yapamadığımız, yapmamak için bahaneler uydurduğumuz şeyler. Bunun için kendimizi zorlamak yetmez ama bazen başkalarının bizi biraz itmesi gerekebilir. Yapmak için değil ama. İşte işlerin karıştığı nokta burada. İnsanlar hep yapmanız gereken şeyi yapmanız için sizi zorlarlar. Oysa, eğer onu yapamıyorsanız zamana ihtiyacınız var demektir, daha yaşamanız ve görmeniz gereken, dahası öğrenmeniz gereken şeyler var demektir. İşte desteğe ihtiyacınız olan nokta ise bunları yaşamak içindir… (Paulo Coelho - Zahir)

3. İnsanların öğrenilmiş başarısızlıkları vardır. Bu başarısızlıklar zihnine kazınmıştır ve sürekli onları hatırlatarak ilerki başarılarına engel olur. Bunun için zihni formatlamak, bu başarısızlıkları aşmak ve bu döngüyü kırmak gerekir. Bu mümkündür ama elbette ki ciddi bir çaba gerektirir çünkü alışkanlıkları değiştirmek zordur. (Barış Muslu- Yıka Beynini)

4. Hayatta herşey bir devinim içersindedir. Sürekli bir savaş vardır, sonuçları aslında kazanmak ya da kaybetmek kadar kesin olmayan bir savaş. Bize anlatılan, öğretilenin aksine, varmak istediğiniz noktaya ulaşamadığınızda, düştüğünüzde kaybetmezsiniz aslında. Düştüğünüz yerden kalkmaktan vazgeçtiğinizde, bunun aslında şimdilik son bulmuş bir mücadele olduğunu unutup, bir süre sonra yeni bir mücadeleye başlayacağınızdan ancak pes ettiğiniz zaman yenilirsiniz aslında. Ve bir kısımdan o kadar etkilendim ki birebir alıntı yapmak istiyorum:

“Gün gelecek zor dönemler, dinlemek isteyenlere gururla anlatılan öykülerden ibaret hale gelecek ve herkes anlatılanları saygıyla dinleyip üç önemli şey öğrenecek:

Bekleyip doğru anda harekete geçebilecek sabra sahip olmak.

Bir sonraki fırsatı elden kaçırmayacak kadar bilge olmak.

Ve yara izleriyle gurur duymak.

Yara izleri, ete dağlanmış birer damgadan farksızdır ve düşmanları dehşete düşürür; çünkü karşılarındaki insanın savaşta çok tecrübeli olduğunu gösterir. Böylece sıklıkla mücadeleden kaçıp diyalog kurmayı tercih ederler.

Yara izi, yarayı açan kılıçtan daha etkilidr.” Paulo Coelho - Akra’da Bulunan Elyazması

Bu son yazdığım madde henüz okumaya başladığım, yeni aldığım kitabın ilk kısmı idi. “Yenilgi nedir?” Böylesine harika bir tanım… Üstelik bu tanımın hayatımın en büyük yenilgisini kabullendiğim, pes ettiğim zamanda karşıma çıkmışsa, ben kitapçıdan kendime tek bir kitap alma hakkı verip, kasanın dibine kadar başka bir kitapla gidip, son anda vazgeçip bu kitabı almışsam ve okumaya başladığımda ilk bölümde bunları anlatıyorsa, siz olsanız inanmaz mıydınız birinin benimle konuştuğuna? Asıl merakla beklediğim, hayatımda ilk defa bir kitapçının aldığım kitap üzerine konuşmaya başlayıp, bir çok kitap ve yazar tavsiyesinde bulunduktan sonra, tavsiye ettiği kitapları okuduğumda nelerle karşılaşacağım…

Sonuç olarak tekrar deneyeceğim, yine savaşacağım, yine mücadele edeceğim, yeniden başlayacağım. Belki yine zamanım gelmemiş olacak, yine düşeceğim ama pes etmeyeceğim…

Yazar hakkında: Merhaha ben MaviYazar.. Şu anda kendime ait olan www.maviyazar.com internet sitesinde mavi yazılarımı yazmaktayım.
Devamını Oku

31 Mayıs 2015 Pazar

İddaa Oranlarının Sırrı

Hangi oranlar sürekli tutar ?


İddaa oran sırrı nedir ? Nasıl anlaşılır ? Belirli bir şekilde sürekli aynı gelen oran kaç ? Bu ve bunun gibi soruların cevabını vermek için makaleyi yazıyorum. Arkadaşlar öncelikle İddaa'nın nasıl işlediğine dair kısa bir şekilde bilgilendirerek devam etmek istiyorum. İddaa sadece Türkiye'de bir oynanan bahis türü değildir. İddaa'nın Türkiye yetkilisi "İddaa Risk Yönetimi" denilen şirket tarafından yürütülmektedir. İddaa bundan 3 yıl kadar önce oranları maçların analizleri sonucu atayan bir algoritma ile oranları belirlemekteydi. Fakat bunun sırrını çözen bir genç iddaanın algoritmasının değişmesine yol açtı.Yani bundan 3 yıl öncesine kadar 0-1 denilen algoritma ile oranları otomatik atayan iddaa maçlarında belirli oranlar sürekli, bir kaç istisna haricinde sonuca ulaşıyordu.



Fakat son 3 yıldır hala çözülemeyen karışık algoritmalar kullanan iddaa yine de belirli kalıplara oturmaya başlayan oranlar ortaya çıkmadı değil. En ufağından örnek verecek olursak (1.50) oranlar GENELLİKLE karşılıklı gol var olarak sonuçlanmaktadır. Tabi ki her zaman bu geçerli olmuyor. İşte bu yüzden iddaa oranlarının sırrı  diye bir mantık kalmıyor. Yani kendi tezimi kendim çürütüyorum. İddaa her zaman kazanan taraf olmak zorunda ve böyle de oluyor.


Eğer dikkat ettiyseniz bundan 4 yıl 5 yıl önce 12 oranın gelmesi imkansızken şu anda haftada en az 3 maç 12 oran tutuyor. Bu iddaanın kaybetmesinden çok kazanmasına vesile oluyor. Sebebi ise Sistem tercihi yapanların kuponlarına banko maç koymak için düşük oranlara yüklenme oluyor ve 12 oran geldiğinde iddaa otomatik olarak kazanıyor. ÖRNEK KUPONLAR İÇİN BURAYA TIKLA

--------------------------------------------------------------------------------

Merhaba arkadaşlar. Şimdi size bir web sitesinden bahsedeceğim. Gebze ve istanbul civarı için Temizlik hizmeti veren bu firma gayet uygun fiyat ile ev temizliği, ofis temizliği, dış cephe cam temizliği, merdiven temizliği, okul temizliği, hastane temizliği gibi birçok temizlik hizmeti sağlıyor. Biz kendilerinin verdiği hizmetten memnun kaldık ve incelemeniz için bu siteyi ekledik. FARKLI BİR SİTE YAPISINA SAHİP BU TEMİZLİK FİRMASI İÇİN BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bazen formlarda şu konuşmalara şahit oluyorum. "İddaa oran şikesi var" "İddaa bu maça el atmış"  gibi terimler kullanılıyor. 3 lira oynayan insan kuponu yatınca bütün maçlara şike diyor fakat iddanın bütün maçları satın alacak kadar ne parası var ne de cesareti. Tabi ki bazı maçlarda olmayacak şeyler oluyor genellikle de basketbolda çok ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor fakat bunu hemen şike diyerek iddaa da şike olduğunu öne sürerek Facebook üzerinden şikeli maç sattığını düşünen dolandırıcılara gün doğuruyorsunuz. Şike yapmak bu kadar basit bir iş değildir kaldı ki bu iddaa dünya üzerinde oynanan bir oyun bazı maçlara bizim ülkemizde çok oynandı diye patlayacak diye bir şey de yok.  Fakat bir kaç takım var ki sonuçlara artık şaşırmıyorum. Bu benim kendi görüşüm katılmayan olabilir, şike de var demiyorum fakat basketbol'da Miami Heat diyince aklıma gelen sonuç ya 1/2 yada 1/2 bitiyor 100 maçın 70'i bu şekilde sonuçlanıyor bu göze çarpan bir istatistik. Bir diğer takım ise Real Madrid Basketbol takımı. Real madrid çok güçlü bir takım olmasına karşın ne zaman birileri ona güvense hep onları üzüyor. Maçı yine kazanıyor ama verilen handikapı aşmıyor. İnsanlar verilen handikapı aşamaz diye düşünüyor bu kez ise   hiç beklenmeyen tarihi bir fark yaratıyor bunun sebebi ise real madridin bahis şirketi olan  BWİN'in bir şeyler karıştırdığı görüşündeyim.
Aynı zamanda iddaa'da kazanmanın gerçek yolu şudur ki kimse iddaa'dan köşeyi dönmüyor parça parça verdiğini 3 aşağı 5 yukarı toplu alıyorsun bu da sana haz sağlıyor. İddaa kazanmaktan çok manevi tatmini için oynanan bir oyun olmalıdır. Eğer yüksek atıp kaybederseniz maddi ve manevi çöküş yaşarsınız. Fakat ufak mevlalarla oynarsanız hem heyecanı sizi üzmez hem stres yapmadan maçı  zevkle takip edebilirsiniz.

İddaa Facebook dolandırıcılığıyla ilgili diğer makaleyi okumak için TIKLAYINIZ.
Diğer yazımız İÇİN TIKLAYINIZ
Devamını Oku